Bizler aynı bütünün parçalarıyız. Ortak bir bilince, bir ağa sahibiz. Her birimizin ışık olduğunu bilmesi, hatırlaması ve sevgiyi seçmesi bu ortak bilince ışık katmakta ve bilinci yükseltmektedir. Olumsuz durumlar bu sistemdeki sevgi içermeyen bölümlerdir. Bu durumlar da bizlerin çalışmalarıyla aydınlanacak ışık ve sevgi olacaktır. Olumsuzluk karşısında yine olumsuz duygu üretmek oranın aydınlanmasına katkı sağlamaz, tam tersine kendi ışığımızı düşürmüş oluruz. Halbuki ne olursa olsun, sevgi, içermeyen durumlarla karşılaştığımızda, Yaradan'ın sevgisini seçtiğimizde o sevgi içermeyen yere ışık yayılır ve biz de dünyaya gelme nedenimiz olan görevimizi gerçekleştiriyor oluruz.
Seçimlerini sevgiden yana kullanmak ya da sevgiden yana kullanmamak...Sevgiden yana kullanmak NEŞE, MUTLULUK, HUZUR, KEYİF gibi olumlu ruh hallerinin devamını, sevgiden yana kullanmamak ise ACI, ÜZÜNTÜ, PİŞMANLIK,SUÇLULUK, MUTSUZLUK gibi sonuçları getirir.
Seçimlerimizi SEVGİ yana kullandığımızda, Yeryüzünün de ışığı gitgide yükselmektedir. Bizler yeryüzünü ışığa ve sevgiye yükseltmek için çalışmaktayız. Bunların tümü Yaradan'ın yeryüzü ve evrenle ilgili ilahi planı çerçevesinde gerçekleşmektedir.
Bir yaşamda seçtiğimiz rolü bir tiyatro eserinde rol almaya benzetebiliriz. Nasıl ki oyuncu ( aktrist/aktör) tiyatroda rolünü oynar ve sonra evine kendisi olarak giderse bizler de aslında aynen bunu yapmaktayız. Tüm insan olarak yaşadığımız o hayatlar aslında bu yüce amaca hizmet eden bir oyundur.
Biz sonsuz ışık ve sevgi olan Yaradan'ın ışık parçalarıyız.
Bu insan bedenleri de bizim parçamızdır. Yani aslında hepimiz birbirimize bağlıyız ve bir bütünü oluşturmaktayız. Aslında Işık ve Sevgi olan bizler, sonsuz bir varlığız ve burada insan olarak bulunuyoruz.
(Kur'an'daki "BİZ" söylemi de bundan kaynaklanır.)
İnsan olarak fiziki bedendeki her hücremiz tüm sistemin bilgisini taşır, kendi içinde de sistemlere sahip bir enerji varlığıdır ve bütünlük arz eder.
IŞIK ve SEVGİ olan ben, aslında öz olan, sonsuz bir varlığım ve burada insan olarak bulunuyorum.
Asıl olan bu eskiyince atılan elbiseler gibi bedenler değil, ölümsüz olan ruhtur. Beden ölür, toprağa karışır, ilahi alemde bu hayatının muhasebesini yapar ve geri döner tekamül etmek, eksik yanlarını tamamlamak için
|